20 Ağustos 2012 tarihinde, çok değil sadece 20 gün önce “Archives of Pediatric and Adolescent Medicine” dergisinde, ki bu dergi akademik açıdan “sıkı” dergiler kategorisindedir, ilginç bir makale yayınlandı. Amerika’da yapılan sünnetler ile ilgili…
Amerika ve sünnet arasındaki ilişkiden bahsetmeden önce şaşıracağınızı düşündüğüm bir oran vereceğim. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1970’lerde doğan erkeklerin %91’i, 1980’le
rde doğan erkeklerin % 83’ünün sünnetli biliyor muydunuz.
Yurdum topraklarında anlamsız önyargılarımız olduğunu söylesem çok da karşı çıkmazsınız diye düşünüyorum. Rahmetli Uğur Mumcu’nun isabetli tespitlerinden biridir, “Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz” ama bizler sıklıkla bu hataya düşeriz. Kafamızdaki önyargılar şöyle der sürekli; “Gavur herif sünnetsizdir” Hadi haksızsın deyin bakalım.
İtiraf ediyorum ben de oranların bu kadar yüksek olduğunu bilmiyordum. Yukarıdaki makaleye akademik yayınları okurken rastladım. Almanya’da son yapılan tartışmalar güncelliğini korurken ilgimi çekti. Diğer taraftan “Gavur adam” söylemi belki Avrupa için geçerlidir. Sünnetli erkek oranı %10 civarında. Amerika’da neden böylesi yüksek bilmiyorum. Musevi toplumunun fazla olması bir etken olabilir ama bahsedilen oranlar %80 – 90 olunca sadece Musevi popülasyon ile açıklayamazsınız.
Neyse makalenin temel konusuna gelince, efendim son 20 yıl içinde sünnet yapılma oranı %80’den %55’e düşmüş! Bunun en önemli sebebi ise ABD hükümetinin sünneti genel sağlık sigortası kapsamından çıkartmış olması. Neden derseniz, aynı Almanya’da ki tartışmada olduğu gibi ortaya çıkan komplikasyonlar nedeniyle açılan tazminat davaları sonucunda devletin ödediği miktarların çok yüklü olması.
Ancak sıkı durun, makalenin yazarları bir modelleme yapmışlar. Bu modellemede, şayet sünnetli erkek sayısı Avrupa düzeyine düşerse sağlık sistemi ve kişilerin sağlığının nasıl etkilendiğini araştırmışlar. Ortaya çıkan tablo inanılmaz. Sünnet yapılma oranları bu kadar düştüğünde ABD sağlık sistemine, erkek başına 407 dolar, kadın başına 43 dolar ve yıllık 916 milyon dolarlık bir mali yük geldiğini hesaplamışlar.
Bunun en önemli sebebi ise sünnetin cinsel temasla bulaşan hastalıklara karşı ciddi koruma sağlaması. Örneğin sünnetli olan erkeğin beraber olduğu kadına HIV virüsü (yani AIDS virüsü) bulaştırma oranı 3 kat, HPV virüsü (yani rahim ağzı kanserine neden olan virüs) bulaştırma oranını da popülasyon bazında yine 3 kat düşümektedir.
Araştırma sünnet oranlarının düşmesinin, sadece mali değil, kişilerin sağlığı üzerinde de çok ciddi olumsuz etkileri olacağını göstermesi açısından önemli. Aşağıdaki oranlar inanılmaz. Sünnet oranları düştüğünde, araştırmada yapılan modellemeye göre;
Erkekler ABD’de sünnet olmazlarsa; yaşam boyu HIV sıklığı % 12.2, yüksek riskli HPV bulaşma olasılığı % 29.1, uçuk virüsü olarak da bilinen Herpes simplex virüs tip 2 sıklığı % 19.8 ve erkek çocuklarda idrar yolu iltahabı riski % 211.8 ARTACAKTIR. Son rakam ne kadar yüksek dikkat ettiniz mi?
Olay takdir edersiniz ki sadece erkek ile sınırlı değil. Erkeğin sünnetsiz olmasının kadında; yaşam boyu bakteriyal vaginosis (en sık vajinal akıntı sebebidir) ve trichomoniasis (kadında akıntıya neden olan diğer bir parazit) sıklığını % 51.2, yüksek riskli HPV (Tip 18 ve 16) bulaşma riskini % 18.3% ve düşük riskli HPV virüs bulaşma riskini % 12.9 oranında ARTTIRACAĞINI göstermiş.
Şu anda ABD’de 18 eyalette sünnet sigorta kapsamı dışında bırakılmış durumda. Ve makale özellikle modellemeden elde edilen veriler doğrultusunda hükümetin bu kararlardan vazgeçmesi gerektiğini, ödenen tazminatların toplamda sünnet yaptırmamanın getirdiği yükün karşısında çok düşük olduğunu iddia ediyor.
Kim bilir belki bu makale Almanya’da sürdürülen tartışma açısından da faydalı olur.
Yıllar önce AIDS ülkemizde yeni yeni duyulmaya başladığında bir televizyon programında Karadeniz’de bir ilimizde parkta fahişe rolüne soyunmuş kadınla Karadenizli müşterinin arasındaki diyalog olay olmuştu. Kadın ısrarla HIV virüsü taşıdığını iddia ediyor, adam ise “Biz Karadeniz’liyiz bize bir şey olmaz yavrum” diyordu. Nasıl? Karadenizli arkadaşın bir bildiği varmış galiba :-))
Hepinize iyi pazarlar.
İyi ki varsınız,
Saygı ve sevgiyle…
Kaynaklar:
1. Kacker S, Frick KD, Gaydos CA, Tobian AA. Costs and Effectiveness of Neonatal Male Circumcision. Arch Pediatr Adolesc Med. 2012 Aug 20:1-9
2.http://en.wikipedia.org/wiki/Prevalence_of_circumcision
24 Eylül 2012 tarihinde Prof. Dr. Süleyman Engin Akhan tarafından yayınlanmış ve 21 Mayıs 2025 tarihinde de son güncelleme yapılmıştır.